Doç. Dr. Deniz SARIBAŞ
Kadına yönelik şiddet sadece ülkemizde değil, dünyada da yaşanan ciddi bir sorun. Kanada, İtalya, Çin, Afganistan, Latin Amerika, Filistin ve diğer birçok ülkede olduğu gibi, ülkemizde de kadına yönelik şiddet olayları yaşanmakta ve bu haberler basında yer almaktadır.
Yukarıda linki verilen habere göre, bu şiddet olaylarının başlıca sebepleri arasında, yetersiz sığınma evleri, birçok kadının sığınma evleri tarafından reddedilmesi, pandemi dolayısıyla kadınların istismarcı erkeklerle kapalı ortamda kalmasına sebep olması ve buna bağlı olarak artan aile içi şiddet sayılmaktadır. Haberde kadın sığınma evlerinin artırılması gerektiği de vurgulanmıştır.
Dünyada kadına yönelik şiddetin olduğu ülkelerden biri olan ülkemizde bu konuda yapılan bazı araştırmalar olduğu da görülmektedir:
Yukarıda linki verilen habere göre, MetroPOLL Araştırma, “İstanbul Sözleşmesi” olarak bilinen, “Kadına Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye Dair Avrupa Konseyi Sözleşmesi” ile ilgili önemli bir araştırma gerçekleştirmiştir. Bu araştırmanın sonucuna göre, halkın %63,6’sı hükümetin bu sözleşmeden çekilmesini onaylamıyor. Araştırmaya katılanların %17’si sözleşmeden çekilmeyi onayladığını ifade ederken, %19,4’ünün konuya ait bir fikri bulunmamaktadır.
Ülkemizde bölgesel bazı araştırmalar da yapılmaktadır:
Yukarıda linki verilen habere göre, Eyüp Ekmek ve Gül Grubunun Güzeltepe ve Nurtepe mahalleleri ile Eyüpsultan Devlet Hastanesinde gerçekleştirdiği anketinin sonuçları Selinay Uzuntel’in şu sözleriyle aktarılmıştır: “Bu anket vesilesiyle genç kadınlarla sohbet etme fırsatı da bulduk. Mahallemizdeki genç kadınlar en çok ekonomik ve psikolojik şiddete maruz kaldıklarını söylediler. Liseli genç kadınlar özellikle pandemi dönemiyle evde daha uzun saatler yaşadıklarından ve ailenin diğer bireyleriyle sürekli yüz yüze gelmekten, sürekli tartışmaktan, baskının daha da artmasından rahatsız olduklarını belirtti. Psikolojik olarak yıprandıklarını, dışarıya çıkamamanın işlerini daha da zorlaştırdığını, üniversitede online eğitime devam ederken harçlıklarını çıkarmak için tekstil atölyesinde çalıştıklarını ifade etti. Aslında kadınlar bir taraftan ev içinde psikolojik şiddetten kaçmaya çalıştıkları ve ekonomik darboğazdan kaynaklı da çalışma zorunluluğu hissediyor. Ancak evdeki, çevrelerindeki psikolojik şiddetten kaçayım derken, işte ayrıca bir şiddet ortamıyla karşılaşıyorlar.”
Yukarıda linki verilen haberde, Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin erkek şiddetinin raporunu yayınlanmıştır. 2020 yılına ait “Kadın Danışma Merkezi ve Kadın Sığınma Evi Yıllık Raporu”na göre, eğitim seviyesi düştükçe Kadın Dayanışma Merkezlerine başvuran kadın sayısı artmakta ve evli kadınlar bu merkezlere daha çok başvurmaktadır. Bu raporda ayrıca kadınların uğradıkları şiddet türleri ve oranları da sıralandı:
- Fiziksel şiddet yüzde 35,
- Psikolojik şiddet yüzde 42,
- Cinsel şiddet yüzde 5,
- Ekonomik şiddet yüzde 18,
- Siber şiddet ise yüzde 1.
Haberde Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş ve Ankara Barosu Başkanı Erdinç Sağkan arasında imzalanan protokol ile kadın ve çocuğa yönelik şiddetle mücadelede ihtiyaç sahiplerine gerekli desteğin sağlandığı “Gelincik Projesi” kapsamında ortak çalışmaların yapılacağı vurgulanmıştır. Büyükşehir Belediyesinin, Kadınların maruz kaldığı her türlü şiddet ve tacize karşı “Mor Buton” uygulamasını başlattığı, bu uygulama sayesinde kadınların yardım taleplerini cep telefonlarından tek tıkla iletebilmelerini sağladığı da haberde yer almaktadır. Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (UNHCR) ile Ankara Büyükşehir Belediyesi tarafından ortak yürütülen “Mülteci Kız Çocuklarının Okullaştırılması” projesi ile Ankara Büyükşehir Belediyesi, Birleşmiş Milletler Kadın Birimi (UN Women), İsveç Büyükelçiliği ile Türkiye Ekonomik ve Sosyal Etüdler Vakfı (TESEV) işbirliğiyle hayata geçirdiği “MOR Haritam” uygulamasına da haberde yer verilmiştir.
Aile içi şiddet ve kadına yönelik şiddeti önlemeye yönelik başka haberler de basında yer almaktadır:
Yukarıda linki verilen habere göre, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, Adalet Bakanlığı ve İçişleri Bakanlığı’nın uzmanlarından tarafından hazırlanan “Aile içi ve Kadına Karşı Şiddet Olayları Kayıt ve Risk Değerlendirme Formu” güncellendi. Pilot uygulamaya 4 Ocak’ta Ankara’da başlanacak ve bu ay sonunda ülke geneline yaygınlaştırılacak.
Yukarıda linki verilen habere göre, Adalet Bakanlığınca “kadına yönelik şiddetle mücadelede sıfır tolerans” ilkesi doğrultusunda 2020’de önemli düzenlemeler hayata geçirildi. 105 adliyede Adli Destek ve Mağdur Hizmetleri Müdürlüğü kuruldu, 271 bin 927 tedbir kararı verildi. Haberde ülke genelinde 105 adliyede Adli Destek ve Mağdur Hizmetleri Müdürlüğü (ADM) kurulduğu ve müdürlüklerde görevli 803 uzman tarafından şiddet mağdurlarına psikososyal destek hizmetleri verilmeye başlandığı da vurgulanmıştır.