COVID-19 Pandemisi Sürecinde Çocuklar
Doç. Dr. Deniz Sarıbaş
Tüm dünyayı etkisi altına alan COVID-19 pandemisiyle birlikte insanların evlerine daha çok kapanmasının, aile ve ev içi şiddet oranlarında artışı da beraberinde getirdiği yönündeki haberler sıklıkla karşımıza çıkmaya başladı. Bu şiddet mağdurlarının genellikle kadın ve çocuklardan oluştuğunu da sıklıkla okumaktayız. Bu haber analizinde söz konusu şiddet ortamının çocuklar üzerindeki olumsuz etkilerini tartışacağız. Aşağıda bununla ilgili haber bağlantılarını ve bunlarla ilgili analizleri sunuyorum:
https://www.birgun.net/haber/covid-19-pandemisi-mi-siddet-pandemisi-mi-336617
Yukarıdaki bağlantıda okuyacağınız 7 Mart 2021 tarihli haberde, Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu’nun pandemi süresince fiziksel şiddetin %80, psikolojik şiddetin %93, sığınma evi talebinin ise %78 oranında arttığını belirlediğine işaret edilmektedir.
https://www.birgun.net/haber/bm-pandemi-doneminde-kadinlara-karsi-aile-ici-siddet-5-kat-artti-336781
8 Mart 2021 tarihli yukarıda bağlantısını göreceğiniz haberde ise Birleşmiş Milletler’in (BM) dünya genelinde günde ortalama 137 kadının aile üyeleri tarafından öldürüldüğünü, bu oranın COVID-19 pandemisi süresince salgın öncesi yıllara oranla 5 kat arttığını bildirdiği ifadelerine yer verilmiştir.
Aile ve ev içi şiddetin tek mağdurları kadınlar değildir. COVID-19 pandemisi süresince şiddet ve istismar gören çocuklara yönelik haberler de ulusal ve uluslararası basında sıkça yer almaktadır:
https://www.amerikaninsesi.com/a/latin-amerikada-kiz-cocuklarina-yonelik-siddet-artiyor/5869016.html
Yukarıda bağlantısını verdiğimiz 27 Nisan 2021 tarihli haberde, pandemi sürecinde Latin Amerika’da kız çocuklarına yönelik şiddet, küçük yaşta zorla evlendirme gibi sorunların artması üzerine Plan International adlı sivil toplum örgütünün “Kız Çocuklarına İnanalım” adında toplumu bilinçlendirmeye yönelik 11 Latin Amerika ülkesini kapsayan bir kampanya başlattığı haberine yer verilmiştir.
https://medicalxpress.com/news/2021-05-child-abuse-hotline-volume-pandemic.html
4 Mayıs 2021 tarihli yukarıdaki haberde COVID-19 pandemisinin ilk zamanlarında bile yardım hatlarına gelen çocuk istismarı ihbarları içerikli telefon ve mesajlardaki artışa vurgu yapılmıştır.
https://www.cbs58.com/news/sergeant-says-child-abuse-was-underreported-during-pandemic
4 Mayıs 2021 tarihli yukarıdaki haberde ise Portland Polis Büro’sunun, çocuk istismarı ihbarlarının pandemi süresince daha az yapıldığına işaret ettiğine yer verilmiştir. Portland Polis Bürosu, istismar olaylarının hala devam ettiklerine inandıklarını, fakat bu ihbarları yapacak dışarıdan birinin pandemi sürecinde istismarı gözlemleyecek konumda olamadığını ifade etmiştir. Aynı haberde, İnsan Hizmetleri Departmanı’nın “COVID-19 pandemisinin çocuk istismarı ve ihmali üzerindeki etkisini tam olarak anlayabilmiş değiliz.” sözlerine yer verilmiştir.
Bu haberler gerçekten kaygı verici niteliktedir. Toplumdaki tüm şiddet mağdurları gibi, şiddet, istismar ve ihmale maruz kalan çocukların da pandemi sürecinde korunması yönünde önlemler alınması zorunlu görünmektedir.
https://www.stgm.org.tr/sites/default/files/2020-11/1711202014242337.pdf
Yukarıda bağlantıları bulunan, UNICEF ve YÖRET tarafından hazırlanmış iki ayrı raporda, çocukların haklarının tehlikede olduğuna işaret edilerek çocuğa yönelik şiddet, istismar ve ihmalin önlenmesi ve müdahalesine yönelik öneriler sunulmuştur.
YÖRET Vakfı’nın hazırladığı “Pandemi Döneminde Çocuğa Yönelik Şiddet ve İhtiyaç Analizi Raporu” okuldaki psikolojik danışmanların ve çocuklarla çalışan sivil toplum örgütlerinin değerlendirmeleri ışığında, çocuğa karşı şiddeti izlemek ve anlamak için ülkemizde yapılan ilk araştırma niteliğini taşımaktadır. Bu tür araştırmaların yaygınlaşması ve bu araştırmaların bulguları ışığında gerekli önlemlerin alınması yaşadığımız bu pandemi sürecinde daha da elzem görünmektedir.
Aile ve ev içinde şiddete şahit olan ve/veya kendisi şiddet, istismar ve ihmale maruz kalan çocukların fiziksel ve psikolojik gelişimi, eğitimciler ve çocuk psikologlarının yanı sıra, ülkenin önde gelen liderleri ve kuruluşlarının en önemli öncelikleri arasında yer almalıdır. Geleceğin toplumunu şekillendirecek olan günümüz çocuklarının fiziksel ve ruhsal sağlığını korumak tüm toplumun sorumluluğundadır. Hepimiz bu konuda neler yapabileceğimizi düşünmeli, gerektiğinde harekete geçmeliyiz.