Şiddeti Tolere Etmek

Şiddeti Tolere Etmek

Doç. Dr. Deniz Sarıbaş

https://www.birgun.net/haber/kadina-siddet-tolere-edilebilirmis-345581

Yukarıdaki bağlantıda paylaştığım bu haberde Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık’ın, TBMM Kadına Yönelik Şiddetin Sebeplerinin Belirlenmesi Araştırma Komisyonu’na katıldığı sunumda pandemi döneminde kadına şiddet olaylarındaki artışın “tolere edilebilir” düzeyde olduğu ifadelerine yer verildi. Bakan Yanık sunumu sırasında, 2014 yılından bu yana şiddet araştırması olmadığını söyleyerek, “Araştırma olmadığı için şu anda görmek ve yorumlamak çok mümkün değil fakat ben de bu artış nedenlerini merak ediyorum” dedi. Artvin, Erzincan ve Sinop’un da aralarında olduğu 20 kentte 2020 yılında kadın cinayeti yaşanmamasına ise Yanık, “Bu da bizim için bir teselli sebebi” yorumu yaptı. Bu noktada aklıma takılan iki soru var:

  1. Tolere edilebilir şiddetin ölçütü nedir?
  2. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanının yapması gereken tolere edilebilir şiddete yönelik bir ölçüt belirlemek mi, yoksa şiddetin herhangi bir türüne karşı bir duruş sergilemek mi olmalıdır?

Bu ifadeler en hafif tabiriyle talihsiz ve üzücüdür. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı’nın toplumda şiddete yönelik farkındalığı arttırma ve şiddeti önleme amaçlı çalışmalar yapması gerekir, tolere edilebilir şiddet ölçütü belirlemek asla yapmaması gereken bir şeydir.

Bovill ve White (2020), İngiltere’de 1604 birinci sınıf üniversite öğrencisiyle yaptığı bir anket çalışmasının sonucunda öğrencilerin çoğunluğunun cinsel istismar (sexual abuse) ve ev içi istismar (domestic abuse) konularında düşük farkındalık düzeyiyle üniversite eğitimine başladıklarını, ikinci dönemde bu düşük farkındalığın devam ettiğini bulmuşlardır. Araştırmacılar, üniversiteye başlamadan önce öğrencilerin farkındalık düzeylerini arttırmanın önemine değinmişlerdir. Bu bağlamda, üniversiteye giriş sırasında öğrencilere konuyla ilgili materyaller içeren “hoş geldiniz” paketleri dağıtılmasını önermişlerdir.

Sözünü ettiğim araştırmacıların önerdiği yöntemin dışında çeşitli yazılar, atölyeler, seminerler, webinarlar ve konuşmalar gibi etkinlikler öğrencilerin ve toplumun genelinin şiddet ve istismar konusundaki farkındalığını arttırmak açısından çok önemli ve değerlidir. Bu etkinlikler üniversite öğretim üyeleri gibi, devletin yetkili kişi ve kurumları tarafından yapılabilir ve yapılmalı da. Fakat bu etkinliklerde yazar ya da konuşmacı olan kişilerin kendi söylemlerini gözden geçirmeleri çok önemlidir. Bu söylemler şiddetin her türlüsünü, herhangi bir ölçüt belirlemeden reddetmeye yönelik olmalıdır, şiddeti herhangi bir şekilde ya da şiddetin herhangi bir türünü normalleştirmeye yönelik değil.

Yoğunluğuna ve sıklığına bağlı olmaksızın, kime yöneltildiğine bakılmaksızın fiziksel, cinsel, duygusal, vb. şiddetin her türlüsüne karşı durmak başta Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı olmak üzere, toplumun tüm duyarlı ve sorumlu bireylerinin görevidir. Bunu unutmamalıyız.

Kaynakça

Bovill, H. & White, P. (2020). Ignorance Is Not Bliss: A U.K. Study of Sexual and Domestic Abuse Awareness on Campus, and Correlations With Confidence and Positive Action in a Bystander Program. Journal of Interpersonal Violence, 1-25. DOI: 10.1177/0886260520916267